14 Aralık 2015 Pazartesi

Ev Yapımı İtalyan Pizza


En son 6 ay önce tarif paylaştığımı fark ettikten sonra, dönüşümün yeni paylaştığım bu tarife kısmet olmasına sevindim. Sonunda uzun zamandır yapmayı düşlediğim ev yapımı İtalyan pizzayı hafta sonu denedim. Ne kadar kolay ve sonucun ne harika olduğunu görünce de hemen bloga eklemek istedim. Yıllardır bu kadar lezzetli ve kolay bir tarifi neden denememişim, neden korkmuşum diye de hayıflandım. Yalnız bu tarifin birkaç yan etkisi var. Birincisi kendinizi bıyıklı tombiş elli bir İtalyan ustasıymış gibi hissetmekten alıkoyamıyor; hatta pizzayı fırından çıkardığınızda kulağa İtalyancaymış gibi gelen cümleler kurmaya başlıyorsunuz. (Araya bir iki bellissimo, fantastico, delizioso, tutto benne falan atınca kulağa her şey İtalyanca gibi geliyor zaten J ) Bir diğer yan etkisi ise pizzayı yaptığınızda evde yalnızsanız o koca pizzayı tek başınıza yemiş yutmuş bulabiliyorsunuz.




Neyse gelelim pizzanın yapılışına. Pinterestte günlerce dolandıktan sonra ideal bir pizza hamuru tarifi buldum. Ben pizzamı ince hamurlu hamur kısmı çıtır çıtır, malzemelerini de yumuşacık peynirlerin sündüğü şekliyle seviyorum, dolayısıyla bu pizza hamuru tarifi de ince ve çıtır bir pizza hamuru oluşturmaya yönelik. Hazırlanışı ve pişmesi 1 saat 45 dakikanızı alacaktır. (merak etmeyin 1 saati hamurun mayalanmasını beklemekten oluşuyor) Eğer bu kadar beklemek istemezseniz benim tavsiyem hamurunuzu bir gün önceden hazırlayın.
Not: Romantik bir akşam için kız/erkek arkadaşınıza yaptığınızda etkileyiciliğinizin %50 civarında artış göstermesi muhtemeldir.
İlk aşama pizza hamurunu hazırlamak. Hamurun mayalanmasını beklerken de İtalyan mutfağının temel soslarından marinara sosu (domatesli sosu) hazırlanır. Mayalanmış hamurunuzu açtıktan sonra marinara sosunu hamura yayın ve istediğiniz malzemelerle süsleyin ve fırına verin . İşte hepsi bu kadar.

Pizza hamuru için:
·         3 bardak un
·         1 bardak ılık su
·         2 tatlı kaşığı kuru maya
·         1 çay kaşığı tuz
·         1 çay kaşığı şeker
·         2 yemek kaşığı zeytinyağı

Pizza hamurunun yapılışı:
Büyükçe bir kapta ılık suya kuru mayayı ekleyin. Mayalanmasını 10 dakika beklerken ayrı bir kapta 3 bardak unu hazırlayın, tuz ve şekeri ekleyin. Mayalı suyu 10 dakika beklettikten sonra zeytinyağını ekleyin karıştırın ve unlu karışımın yarısını mayalı suya ekleyin. Biraz karıştırdıktan sonra unlu karışımın geri kalanını da ekleyin ve 5-6 dakika hamurunuzu kabın içinde yoğurun. Havanın nemine göre aynı ölçülerle yapılan hamurun kıvamı değişebilir.  İyice birbirine karıştırdığınızda ellerinize hamur yapışıyorsa biraz daha un ekleyin. Çok kuru olduysa birazcık su ekleyin. Hamurun yumuşak ve ellerinize yapışmıyor olması gerek. Bu kıvamı tutturmak için az miktarlarda su/un eklemesi yapabilirsiniz. Hamurunuzu yoğurduktan sonra hamurun olduğu kabın üzerine hafif nemli bir bezle örtüp oda sıcaklığında en az 1 saat bekletin.
1 saat dinlenen hamurunuzdan iki fırın tepsilik pizza hamuru çıkar. Mayalanmış hamuru ikiye bölün ve temiz ve unlanmış mutfak tezgâhınızda merdane ile açın. Açtığınız hamuru yağlı kağıt serilmiş tepsiye veya pizza taşınız varsa üzerine alın. Hamur açılmadan ne kadar beklerse o kadar büyür ama açılması da bir o kadar zorlaşır.





Marinara sosu* için :
2 büyük domates (evdeki domates konservelerimi kullandım 2 bardak kadar)
Taze baharatlar; fesleğen, kekik, defne yaprağı. (Evde yoksa kuru kekik veya fesleğen de olur)
Zeytinyağı, tuz- karabiber
+ tarife sarımsak da eklenebilir.

Sosun yapılışı:
Zeytinyağını orta boy bir tencereye boşaltın ve doğradığınız fesleğenleri  yağı kızdırmadan tencereye ekleyin. Sıcak zeytinyağı fesleğenlerin aromasını ortaya çıkaracaktır. Fesleğenleri yağda fazla bekletmeden soyulmuş ve doğranmış domatesleri ekleyin. (Ben yazın yaptığım konserve domatesleri kullandım) Kışın güzel domates bulamama ihtimaliniz yüksek olduğu için marketten alacağınız konserve domatesleri kullanabilirsiniz. Domatesleri de ekledikten sonra 10-15 dakika orta ateşte pişirin.  El blenderı (bilendır mı demeliydim bilemiyorum) ile domates sosunu homojen hale getirebilirsiniz. Ben biraz blenderdan geçirip bırakıyorum.  Bence sos ne çorba gibi olmalı ne de koca koca domates parçalarından oluşmalı.





Pizza süsleme malzemeleri:
·         Pizza peynirsiz olmaz o yüzden bolca kaşar/mozarella/gravyer/cheddar
·         İnce ince dilimlediğiniz zeytin, mantar, sucuk,  zeytin, salam, sosis, zeytin, biber ve yine zeytin de pizzanıza yakışacak malzemelerdir.[1] Bunun dışında istediğiniz, fırında 10 dakikada pişecek her malzeme pizzanızın üzerine eklenebilir.
















Yaptığınız sosu tepsiye aldığınız pizzanın üzerine kenarlarında birer santimetre kalacak şekilde yayın. Üzerine peynir ve istediğiniz diğer malzemeleri de ekleyin. 250C’de 10 dakika pişirdikten sonra afiyetle yiyin.

Not: Ben bu tarifi; gravyer, mozarella, kaşar, zeytin ve bir dilime denk gelecek şekilde yaydığım birkaç jalapeno biberi turşusu[2] kullanarak denedim. Fırından çıkardıktan sonra da üstüne taze fesleğen veya roka yaprakları eklenirse muhteşem olur.





Bon Apetito!


[1]Bkz.  Zeytin tutkusu
[2] Tarifini yakında ekleyeceğim.

12 Temmuz 2015 Pazar

Kabaklı Beyaz Peynirli Kiş



Bu blog işiyle daha profesyonelce ilgilenmek için kendime bir blog planı yapıp bir DSLR kamera aldım. Artık blogda fotoğraflarım, birbirinden farklı filtrelerle filtrelenmiş abidik gubidik şeyler olmayacak (umarım).

Evet tarifimize geçmeden önce size biraz "KİŞ"ten bahsetmek istiyorum. Nedir bu kiş ve adı neden bi acayiptir? Sevilecek bir şey midir yoksa bu da gastro entellerin karşımıza sıkça çıkartmanın, böylelikle bilmişlik gösterisi yapma fırsatı oluşturmanın peşinde oldukları bir yemek daha mıdır? Öncelikle Türk mutfağı evet çok zengin tadına 27 yıldır doyamadığım muazzam bir mutfaktır ama bu diğer dünya mutfaklarını ne daha az zengin ne de daha az denemeye değer yapar. Eğer siz de benim gibi damak tadına, hayattan keyif almaya düşkünseniz  dahası bir öğüne gereğinden fazla önem veriyorsanız entel/burjuva işi yemek sınıflandırması yapan bakış açınızı değiştirmenizi öneririm. Zira dünyanın canlı çeşitliliği 193182390588€ß@560343*095680305/^'+%?5005958530 milyondur, dolayısıyla yeni favori yiyeceğinizin/yemeğinizin ne olacağını bilemezsiniz. Bir bakmışsınız hiç ummadığınız yemeğe tutkun olmuşsunuz. (bkz. olamaz mı olabilir) 

Kiş'e gelecek olursak kendisi bir Fransız yemeğidir. Orijinal ismi quiche olan bu yemeğin hamuru aslında bizim mayasız poğaça hamuruyla ve  içi de zengin pazar omletlerimizle yüksek derecede benzerlik gösterir. Benim bu yemekle özel olarak ilgilenmem de tabi ki muazzam lezzeti, hamurunu kendiniz yapmanıza rağmen kolay bir tarif oluşu, bir kaç gün önceden hazırlanabilecek olmasıdır. Ayrıca kendisi akşam üstü çaylarıyla çok iyi gider. Bir sonraki "GÜN" organizasyonunuza giderken bu yemeği götürdüğünüzde Gülten Hanım'ı çatlatacaksınız gibi vaatlerde bulunamam, gerçeklerle yüzleşelim o Gülten Hanım ne yapsanız size kusur bulacak. Ama kendiniz ve muhabbet etmeyi sevdiğiniz insanlarla keyfini paylaşabileceğiniz ve herkesin biraz pratik ile gayet güzel başarabileceği yemektir.

Neler lazım, nasıl yapılır:

Kiş Hamuru
3 su bardağı un
1 yumurta sarısı
1 tutam tuz
200 gr. tereyağı
4-5 kaşık soğuk su

Kabaklı İç:

Bir su bardağı süt
100 gr krema/yoğurt
3-4 yumurta (içi daha yoğun isterseniz 4)
1 kabak
1 su bardağı kadar beyaz peynir
1 su bardağı Parmesan peyniri ya da eski kaşar
dereotu ve maydanoz, istediğiniz kadar
birer tutam tuz karabiber ve muskat

Hamuru yapmak için en kolay yol mutfak robotu kullanmak ama eğer evde yoksa benim göstereceğim yöntemle de yapılabilir. 
Unu eleyin ve buzdolabından çıkan  tereyağını ılımadan küçük parçalara kesin mutfak robotunda 1'er saniyelik sürelerde karıştırın. Buna pulse metodu da deniyor. Mutfak robotunuz yoksa Genişçe bir cam kabın içinde resimde gördüğünüz   un sıyırıcı (bana çok sevdiğim bir hanımefendiden hediye gelmiştir, internetten kolayca satın alınabilir) ile tereyağı ve unu karıştırabilirsiniz, biraz karıştıktan sonra soğuk sudan biraz ilave edin ve en son yumurta sarısını da ekleyip yoğurun. Bu noktada ellerinizle yoğurabilirsiniz. Eğer hamur ellerinize yapışıyorsa un ekleyip yoğurmaya devam edin. Elinize yapışmamaya başlayıncaya ve oklava ile açılabilecek kıvama gelinceye kadar yoğurun. 


Bakın ne kadar düzgün açmışım hamurumu, yerleştirirken de hiç yamulmamış*
(kinaye içerir)



Yoğurduğunuz hamuru folyo ile sarıp en az 1 saat buzdolabında bekletin. 1 saat sonra hamuru buzdolabından çıkarıp yarım santimetre kalınlığına gelinceye kadar açın. Açtığınız hamuru tart kalıbına (yoksa kelepçeli kek kalıbı ya da yuvarlak orta boy derin borcamlar da olur) yerleştirin.
Sizinki  benimki gibi çok düzgün olmazsa üzülmeyin :P. Kiş hamurunun dibi nasıl olsa görünmeyecek. Özenmeniz gereken bölüm, kalıbın üst kısımları yani kişimizin çerçevesini oluşturacak olan kenar kısımları. Kalıba yerleştirdiğiniz hamuru çatalla 8-10 yerden delin. Delin ki hamur kabarıp yükselmesin. Yine aynı nedenden hamurun üzerine içine sığacak büyüklükte tabak koymalısınız. Ya da gözden çıkaracağınız bir bakliyatı kiş hamurunuzun üstüne yağlı kağıttan bir bohça yapıp yerleştirerek de yapabilirsiniz.

15 dakika 175 derece ısınmış fırında, bu şekilde pişirdikten sonra hamurunuzu fırından çıkartın.  Biraz soğumasını beklerken, süt, yumurta, krema, peynir ve otları karıştırın. Büyükçe bir kabağı rendeleyin. Rendelediğiniz kabakların suyunu ellerinizle sıkın ve fazla suyu başka bir kaba koyun (Sebze çorbasına falan koyarsınız belki güzel olur). Suyu sıkılmış kabakları da iç harcınıza ekleyin ve baharatlarını koyup karıştırın. Yarı pişmiş kiş hamurunuzun üzerindeki ağırlıktan (tabak veya bakliyat dolu yağlı kağıt bohçası) kurtulun ve hazırladğınız iç harcınızı dökün. Kişinizi tekrar fırına verin, 175 derecede 30 dakika daha pişirin.

 Fırından çıktığında aşağı yukarı böyle görünecek.





Benimki gibi tırtıklı kalıp kullandıysanız, kalıptan çıkarıldıktan sonra da böyle...






Dilimlendiğinde de böyle...




Tek başına yenirken de güzel ama hayatta her şey gibi bu da kendinizi  yakın hissettiğiniz, sevdiğiniz biriyle paylaşınca daha keyiflidir.

Afiyet olsun,

İlayda

14 Mart 2015 Cumartesi

Çikolatalı Sufle



Bir buçuk aylık aradan sonra tekrar merhaba dostlar. Bir çok farklı nedenden ötürü bir şeyler pişirip üzerine yazılar hazırlasam da paylaşamadım. Hatta sevgililer gününde sevgilime hazırladığım son derece romantik bir akşam yemeği ve tatlı için özel bir yaz... Şaka lan şaka pijamalarımla dondurma yeyip Bridget Jones izledim. Neyse kısacası bir süre yemeğe dair bir şeyler yazmak gelmedi içimden. Taaa ki bir yandan tezimle ilgili çalışmak bir yandan da hafta içi yetiştiremediğim işlerimi bitirmek için bilgisayarın başına oturana kadar... Küçüklüğümden beri ne zaman ders çalışmam gerekse anında kendime başka bir yapılması gereken iş üretiveririm. Aslında yapılması gerekmeyen bu iş benim için hep ders çalışmamın hem bir tazminatı hem de vicdan azabı olmadan kaytarma bahanesi olmuştur. Bugün de yapılması gereken işlerimde bir nebze yol katettikten sonra çok önemli ve bir o kadar da zahmetli olan "Sufle"yi yapmak için işe koyuldum. Madem çok zahmetli, teknik gerektiren, zor ve keyifte zengin bir tatlı o zaman blogumda yazmalıyım diye düşündüm.  Bir çok tarifi inceledim, yıllar içinde de çoğunu denedim ancak gerçek sufle için Gordon Ramsay reisin tarifinde karar kıldım. Ufak tefek değişikliklerimi saymazsak tarif  Michelin Yıldızlarının Kralı Ramsay ustanın tarifidir. 
Dediğim gibi biraz zahmetli ve bir çok aşamadan oluştuğu için yapım aşamasında pek fotoğraf çekemedim. Aşama aşama detaylıca anlatacağım için eksikliğini hissetmeyeceğinizi umuyorum.


Tarif
Bu sufle tarifi 3 aşamalı, dolayısıyla her aşama için malzemeleri ayrı ayrı belirteceğim.

Ne lazım:
1. Crème pâtissière (Korkma "Pastacı Kremasının" Fransızcası)
1 yemek kaşığı mısır unu
2 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı şeker
1 yumurta +1 yumurta sarısı
4 yemek kaşığı süt 
1 yemek kaşığı krema
1 yemek kaşığı kakao
1/4 paket (20gr)bitter çikolata  --80 gr paketin 4te birini alarak ölçebilirsiniz. Mahalle bakkallarında Belçika ya da İsviçre çikolatası bulunmadığı için Karam%70 kakaolu ya da Torku%60 kakaoluyu tavsiye ederim. Ha diyosan benim dayımgiller İsviçreden bize her ay gönderir onu kullanabilirsin pis zengin!

2.Ganaş ( bir Fransızca sözcük daha)
4 yemek kaşığı krema
50g bitter çikolata (paketin geri kalanını da burada kullanacağız)
1 yemek kaşığı kakao

3. Yumurta Akları
6 yumurta akı
Yarım su bardağı şeker

Nasıl Yapılır:
Öncelikle 200ml'lik 4 adet sufle seramiğine ihtiyacınız olacak. Seramikleri yumuşak tereyağına bulanmış fırça ile dibinden yukarıya doğru fırçalayın. Fırça darbeleri dipten yüzeye doğru olmalı, suflenizin kabarmasına yardımcı olacak. Yağladığınız seramiklere bir miktar şeker döküp içinde gezdirdikten sonra fazla şekeri diğer kaba dökün ve aynı işlemi tekrarlayın. Böylelikle 4 seramiğiniz de tereyağlanmış ve kenarları şekerlenmiş olacak. Seramikleri siz sufle içinizi hazırlarken soğuk kalması için buzdolabına koyun.

1. Aşama Pastacı Kreması
Pastacı kreması Fransa pastanelerinde yapılan birçok tatlıda kullanılır, bizim yapacağımız klasik pastacı kremasının çikolatalı versiyonu olacak.
Un, mısısr unu, şeker ve bir tutam tuzu bir büyükçe bir kasede(kek karışımını birleştirdiğiniz kase olacak bu) karıştırın. Diğer bir kasede ise yumurtaları çırpın (1 yumurta sarısı+ 1 yumurta). Çırptığınız yumurtaları unlu karışıma ekleyerek macun kıvamına gelene kadar çırpın. Bir sos  tavasında süt ve kremayı ısıtın, kaynadıktan sonra ocaktan alıp üzerine kakao ve çikolatayı ekleyin. Krema ve çikolata karışımını çırparak homojen hale getirin.  Sonra da çikolatalı karışımı macun kıvamına getirdiğiniz un ve yumurta karışımına aşama aşama ekleyerek karıştırın.

2. Aşama Ganaş
4 yemek kaşığı kremayı başka bir sos tavasında ya da büyük bir cezvede ısıtın. Kaynamaya yakın altını kapatıp geri kalan çikolatayı ekleyin ve çırpın. Kadifemsi bir karışım oluşunca kakaoyu da ekleyip çırpın. 

3. aşama yumurta akları

Büyük ve derin bir kapta (ne çok bulaşık çıktı bea!) 6 yumurta beyazını mikser ile çırpın kar beyazı olduktan sonra şekeri de ekleyip çırpmaya devam edin. Yumurta beyazlarını tabağı çevirdiğinizde dökülmedikleri kıvama gelene kadar çırpın.

4. aşama: Birleştirme
Artık bu aşamada seramiklerinizi buzdolabından çıkarıp fırınınızı 175C'de ısıtın. İlk olarak bir kenarda soğumakta olan ganaşı pastacı kremasıyla karıştırın. En son da yumurta aklarını ganaş ve pastacı kreması karışımına azar azar ekleyerek  karıştırın. Karıştırma şekliniz  bir spatula ile kabın dibinden yüzeyine doğru olmalı, asla çırpma teliyle yumurta aklarını çırpmayın. Aksi halde o kadar uğraşıp kabarttığınız yumurta akları sönecektir. (bkz.Scoop and fold )

Eveeet sonunda sufle karışımımız hazır :) Soğuk olan sermaiklere sufle karışımını dökün ve sufle kaplarını tezgahın üzerine yumuşak hareketlerle vurun. Bunu yapmamızın sebebi yumurta aklarını çırpmadığımız için sufle kabımızın içinde oluşan hava boşluklarını yok etmek. Sufleleriniz eşit bir şekilde yukarıya doğru kabarsınlar diye içi dolu seramikleri diplerinden tezgaha hafif hafif vurun. Son olarak da sufle dolu sermaiklerin kenarlarını parmağınızın ucuyla silin ve spatula ile üzerini düzleştirdikten sonra fırına koyun. Fırınınızın kapağını asla açmadan bekleyin ve sufleleri 14-15 dakikayı geçirmeden fırından alın. Kabarmış suflenize kaşığınızı daldırdığınızda akışkan çikolatalı bir sonuç görüyorsanız gülümseyip kendinizi tebrik edebilirsiniz.
Ben son aşamada spatula ile sufle harcını düzleştirmediğim için çatlayıp yuvarlak bir şekil aldı.
(Orta öndekine sufle içi az geldiği için diğerleri kadar kabarık görünmüyor :))

Kocaman kabarmış suflelerinizi biraz krema/kaymak ve dondurma ile afiyetle yiyebilirsiniz. Ben yanında Bailey's de götürdüm ;)


Her güzel şey gibi sufle de en çok, sevdiğiniz biriyle birlikte tecrübe edildiğinde güzeldir. 

Fun fact: Sufleyi yapan bulaşıklardan muaftır. :)




26 Ocak 2015 Pazartesi

Balkabağı Çorbası




Kışın en çok iple çektiğim şeyler; karlarla kaplı Ankara'mı bembeyaz görmek, bol eğlenceli kar aktiviteleri ve yine o karlarla kaplı etrafı seyrederek yudumladığım sıcak ve lezzetli yiyecekler...  Malum, karlar eridi. Ankara'yı tanıyorsam bu kış bir daha da tutacak kadar kar yağmaz. :/ İşte bu yüzden bir sonraki yazımın kışın diğer heyecan verici kısmı olan sıcak ve leziz bir yemeği ve onun ana malzemesi olan balkabağını konu almasını istedim. Sonbahar/kış zamanının en sevdiğim, kolay mı kolay tariflerinden birini paylaşıyorum sizlerle: Balkabağı çorbası.

Tarife geçmeden önce biraz balkabağından bahsedelim. Her ne kadar  Amerikalı olmasam da yakın zamana kadar balkabağı bana Cadılar Bayramını ve Amerikalıların birbirinden yaratıcı balkabağı oymalarını çağrıştırmıştır. Türk mutfağında balkabağının en yaygın kullanımı ise benim yine çok yakın bir zamana kadar sevemediğim kabak tatlısıdır.  Dolayısıyla benim tahminim bu yemeğin adını duymayanlar veya duysa bile tatmamış olanlar "vere vere bunun tarifini mi veriyosun, balkabaklı çorba mı olur, bık bık bık bık" edebilirler. Sözüm onlara: Bi ön yargılı olmayın. Deneyin bir şu kolay tarifi de boğazınızdan bu soğuk kış günlerinde iki besin değeri yüksek lokma girsin.
Efendim, balkabağı  potasyum, kalsiyum, fosfor, demir gibi  önemli mineraller içerir. Soğuk havalarda yeyiniz. Evet, anneliğimi de yaptığıma göre tarife geçebiliriz.

Malzemeler (resimde gördüklerinizden ibarettir)




2 koca dilim (yaklaşık 1kg) balkabağı
2 soğan
1 tüm sarımsak
1 küçük boy kereviz
100ml krema veya süt(isteğe bağlı)
1,5 litre su( Ankara'da yaşıyorsanız içme suyunu öneririm. Su yerine et suyu, sebze suyu veya tavuk suyu da kullanılabilir)
Birkaç tane defne yaprağı (evde yoksa boşver hiç şeyapma)

Nasıl yapıcaksınız biliyor musunuz:
Artık balkabağını sokakta bile soyulmuş satıyorlar, o yüzden gidin soyulmuşunu alın. Elinizdeki balkabaklarını 3'er santim kalınlığında dilimlere ayırın, soğanları soyup dörde bölün. Kerevizi soyup balkabaklarıyla yaklaşık olarak aynı boyutlarda olacak şekilde kesin. Sarımsağa hiçbir şey yapmayın bile :) Büyük ve biraz derin bir fırın tepsisinin içine pişirme kağıdını serin ve üzerine doğradığınız malzemeleri koyun. Üzerine biraz zeytinyağı, tuz ve karabiber döküp ellerinizle tepsinin içine koyduğunuz malzemelere masaj yapın.




Bütün malzemelere zeytinyağı, tuz ve karabiberi yedirdiğinize ikna olduğunuzda önceden 200 derecede ısıttığınız fırına koyun. 30 dakika sonra çatalı balkabaklarına batırın kolayca batırıp çıkarabiliyorsanız olmuş demektir. Fırından çıkarttığınızda böyle görünecek:

Resimde gördüğünüz közlenmişlikler çorbanızı lezzet anlamında bir üst seviyeye taşıyacak unsurlar :)


Büyükçe bir tencere alın,  sarımsağı ayırın ve fırında pişirdiğiniz malzemeleri tencerenin içine dökün. Sarımsak da piştiği için kabuğundan çok kolay sıyrılacaktır. Kabuklarından sıyırdığınız sarımsakları da tencereye atın. Tencerenin içine suyu boşaltın. Ben sebze suyu ve içme suyu karışımı kullanıyorum, siz de damak tadınıza göre istediğiniz gibi tavuk suyu veya et suyu koyabilirsiniz. Eğer tavuk suyu veya et suyu koyacaksanız tadını çok fazla bozmaması için içme suyu ile orantılı olarak (%50 et/tavuk suyu- %50 içme suyu) koymanızı tavsiye ederim. 




Artık elinize bir el blender'ı (bilmiyorsan "google it") alın ve orta ateşte tencerenin içinde malzemeleri öğütmeye başlayın. 5 dakika boyunca öğüterek karıştırdıktan sonra böyle görünecektir. (sağda) Homojen bir karışım elde edince kremayı/sütü ekleyin.  Çorbanın kıvamı yoğunsa su ve tuz ekleyin. 1-2 dakika kadar ocakta bekletip altını kapatın. Süt veya krema koymayacaksanız altını kapattıktan sonra içine atacağınız bir parça tereyağı da tadını zenginleştirir.

Süslemek için adettendir üstüne bir iki yaprak maydanoz koyun. Ardından afiyetle yiyin.




Not: Üzerine bir kaç parça ceviz ufalarsanız da güzel olur.





19 Ocak 2015 Pazartesi

İTALYAN LAZANYA


Bir Akdeniz mutfağı delisi ve lezzetli yemek bağımlısı olarak benim düşüncem, lazanya İtalya'nın en öne çıkan yemeklerinden biridir. Her ne kadar kendimi pratik bir insan olarak görsem de iş güzel yemek yapmaya geldiğinde aslına sadık kalmaya ve özenli olmaya bağlı biriyim. E çünkü güzel yemeklere duyduğum hayranlıktan dolayı bir yemeği yapıyorsam  hakkını vererek yapmalıyım değil mi. Dolayısıyla ben de bu çok sevdiğim orijinal İtalyan lazanyası ile ilgili biraz araştırma yaptım ve yaptığım araştırmaların hepsinin ortak noktası  bu yemeğin esası olan Bolonez (Bolognese) Sosunun layıkıyla yapılması gerektiğini işaret etti. Bolonez Sosu doğru yapıldığında lazanyanız da takdire şayan bir yemek oluyor. Evet bu kadar konuşma yeter şimdi işimize bakalım.

Lazanyayı yapmak için ilk önce bolonez sosunu yapacağız. Çünkü bu sosun pişmesi 3-4 saat sürüyor. Biliyorum şimdi "Ne! Sırf 3-4 saat sosun pişmesi mi sürecek. Benim o kadar vaktim yok" diye düşünüyorsunuz. Ama sizi temin ederim bu uzun süreç sonucuna değer. Ayrıca bu sosu önceden yapıp buzdolabına koyduğunuzda (1 hafta içinde tüketin) yarım saat içinde lazanyanız hazır olacaktır. Tavsiyem: bolonez sosunu önceden yapıp hazırlayın, lazanyayı hazırlama zamanı geldiğinde de kullanın.
Şimdi, bolonez sosu için bir püf noktası, malzemeleri tencerede kavururken hafif dibini tutturacağız. Neden mi? Çünkü üstat Anne Burrell'in de dediği gibi kahverengileşen yiyecekler lezzetlidir. Hafif isli bir tat oluşması için hafif dibini tutturacağız.(Orijinal İtalyan tarifi böyle) 

Bolonez Sosu için gerekenler :
  • 2 soğan
  • 1 havuç
  • 2 kereviz sapı
  • 4 sarımsak
  • 500 gr soyulmuş domates
  • 3 yemek kaşığı salça
  • 500 gr kıyma
  • 1 bardak kırmızı şarap ya da balzamik sirkesi
  • 2 defne yaprağı ve bir tutam taze kekik(elinizde yoksa kuru da olur)
  • Sızma zeytinyağı
  • Diğer Malzemeler:
  • 350 gr mozzarella peyniri( İş çıkarma başımıza derseniz dolaptaki taze kaşar da olur )
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 yemek kaşığı un
  • bir tutam muskat (küçük hindistan cevizidir kendisi)
  • 4 bardak süt
  • tuz-karabiber
  • Lazanya hamuru (marketten alıverin)
  • Taze fesleğen 
Sosu nasıl hazırlayacağız
İhtiyacınız olan ilk şey, bir mutfak robotu. Soğan, sarımsak, havuç ve kereviz saplarını robota atın. Robotunuz yoksa rendelemek veya bıçakla ince ince kıymak şartıyla bu işi halledebilirsiniz. Sebzeler püre gibi olduğunda sebzeleri geniş bir tencerede zeytinyağında kavurun. Sebzelerin suyu buharlaşana kadar kavurmaya devam edin.



Bolca tuz ve karabiberi ekleyin ardından kıymayı da ekleyerek 15-20 dakika (dibi hafif tutana)kadar daha kavurun.  Tencerenin dibine yapışmalar gördüğünüzde 1 bardak kadar şarabı tencereye dökün. Şarabı döktüğünüzde tencerede bir yaygara kopacak ve şarabın asidiyle tencerenin dibindeki yapışmaları giderebileceksiniz. Tahta kaşıkla tencerenin dibini kazıyarak karıştırın.





Şarap buharlaşıp yoğunlaşınca domatesleri ve salçayı ekleyip iyice karıştırın. Defne yaprağı ve kekikleri  içine atın. Sosu kaynamaya bırakın. Sos suyunu buharlaştırıp koyulaştıkça üzerine su ekleyip tekrar kaynamaya bırakın. Yaklaşık 3 defa su ekleyip buharlaşıp suyunu çekmesini sağlayacağız.  Bu süreç oldukça uzun, tencerenin başında beklemeyin beliniz kopar. Arada sırada karıştırın tuzuna bakın( su ekleyip buharlaştırdıkça tuzsuzlaşabilir), gerekiyorsa ekleyin.

Saatler sonra sosunuz böyle göründüğünde içine attığınız defne yapraklarını (koyduysanız taze kekikleri) tahta kaşıkla bulup çıkartın. ...Ve sosunuz hazır. Eğer lazanyayı misafirlerinize yapacaksanız bence sosu önceden hazırlayıp buzdolabına koyun böylelikle bütün günü lazanyaya harcamamış olursunuz, ben öyle yapıyorum ;)

Sonraki aşama beşamel sos nam-ı diğer beyaz sos


Bechamelle Sos
1 yemek kaşığı tereyağını orta boy bir tencerede eritin eridikten sonra 1 yemek kaşığı dolusu unu ekleyip kavurun. Ardından sütü ekleyin ve hazır olmasına yakın muskat tuz ve karabiberi de ekleyip, altını kapatın.
Sosun topak topak olmasını engellemek için size bir tüyo: unu kavurunca sütü azar azar ekleyip çırpma teliyle çırpın. Mesela 4 bardak sütün 1 bardağını ekleyin ve hızlıca çırpıp sosu homojen bir hale getirin. İkinci bardağı da aynı şekilde yapıp sütün geri kalan kısmını öyle ekleyin. Bu yöntemle beşamel sosum hiç topaklanmadı :)


Ve sonundaaa en zevkli kısmı geldi:)
Geniş bir borcam kap alın. Kabın tabanını 4-5 kaşık beşamel sos ile kaplayın. Üzerine lazanya hamurlarını yerleştirin. (Ben lazanya hamurlarımı marketten alıyorum, herhangi bir makarna markasınınkini. Genelde daha önceden pişirilmiş oluyorlar. ) Hamurların üzerine bolca bolonez sosundan koyun. lazanya hamurlarını kapatacak kadar olduktan sonra üzerine biraz beşamel sosu gezdirip kaşar rendelerini ekleyin. Aynı işlemi 2 kere daha yapın. Malzeme yeterse katları artırmaya devam edebilirsiniz ancak benim tecrübelerime göre katlarda bolonez sosunu bol tutup katları az tutmak( 3-4 kat) daha güzel sonuç veriyor.

Lazanyanın en üst katında bolca bolonez sos, kaşar ve beşamel sosu olmalı yoksa lazanyanızın üstü kuru kuru olur. Lazanyayı 200° de 25-30 dakika üstünü alüminyum folyoya sararak fırında pişirin. Fırından almadan 5 dakika önce folyoyu çıkarın.

Umarım sonuçtan benim kadar memnun kalırsınız.
En güzel yemek, sevdiklerinle paylaştığın yemektir. Sofralarınız bereket, sevgi ve güzel yemeklerle dolsun. Afiyet olsun.

#food #delicious #italian #turkishkick #turkey #lasagna #dish #mediteranean